[American Gods] Tanrıların Cezası

User avatar
GM - Veil
Admin
Admin
Posts: 57
Joined: 30 Oct 2023, 23:23

İçinde bulunduğunuz zor durumdan nasıl çıkacağınızı anlamaya çalışıyorsunuz. Bir yandan patlayıcı, bir yandan yanınızdaki sokakta yaşanan gergin olay... Bu durumda V'nin yapabileceği pek bir şey olmasa da kahraman olmak Synapse'e düşüyor.

Synapse: Aynı anda hem V'nin koluna odaklanıyorsun, hem de karşındaki adamlara bağırıyorsun. V'nin kolundaki düzeneği hacklediğin zaman bunun gerçek bir patlayıcı olduğunu ve menzilinin gayet büyük olduğunu fark ediyorsun. Ama çözmesi zor bir mekanizma olmadığı için hemen etkisiz hale getirip kendi benliğine dönebiliyorsun. Kendine geldiğin anda gördüğün şey ise seni oldukça şaşırtıyor. İki çete üyesinin de gözlerinden, kulaklarından ve burnundan kan gelmiş halde yerde yattığını görüyorsun. Hacklemen sadece birkaç saniye sürmüştü, o sırada ne olduğunu çok merak ediyorsun. Bunun cevabı ise V'de, kendi gözleriyle olan her şeyi gördü.

V: Hazel kolunla uğraşırken sen de önünde olan olayları izliyorsun. Hazel çete üyelerinin dikkatini dağıttığında yerde oturan çocuk bir anda inanılmaz tiz bir sesle çığlık atıyor. Birkaç saniye içinde önündeki iki çete üyesinin tüm duyularından kan geliyor ve yere düşüyorlar. Sen bile sol kulağının kanamaya başladığını hissediyorsun. Çocuk bir süre sonra bağırmayı kesiyor ve hüngür hüngür ağlamaya başlıyor. "Zorunda kaldım, özür dilerim." diyor. O sırada Hazel da kendine geliyor. Bombanın yanıp sönen ışığı tamamen kapanıyor ve kancaların da uzuvlarından çıktığını görüyorsun. Kolunu hafifçe salladığında bomba yere düşüyor.

Synapse ve V: Etrafınıza bakıyorsunuz ve Grimstrike'ın çoktan bölgeden uzaklaştığını fark ediyorsunuz. O sırada az önce kurtardığınız genç size doğru geliyor ve titrek bir sesle konuşuyor. "Beni kurtardığınız için teşekkür ederim. Ben Robert. Robert Flock. Robbie ya da Rob da diyebilirsiniz." Çocuk yere bakıyor ve "Sizin American Gods olduğunuzu biliyorum. Ben Ashley tarafından küçükken esir alındım, kendimi bildim bileli onun için çalışıyorum. Sizin düşmanınız olduğumu biliyorum. Ama Ashley öldü ve ben... ne yapacağımı bilmiyorum. Okul okumadım, gerçek bir mesleğe sahip değilim..." diyor. Gözlerinizin içine bakıyor ve soruyor. "Beni eğitebilir misiniz? Size katılmam mümkün mü?" Bir anlığına duraklıyor, sonra da aklına bir şey geliyor ve söylüyor. "Geliştirilmiş olarak Vybe adını kullanıyorum. Yani gerekirse... söyleyeyim dedim." Karşınızdaki bir çocuk, ama potansiyeli olan bir çocuk. Ne yapacaksınız?

O Sırada
Chris bir şekilde etrafındakilerin ruhlarını yiyerek bazılarını etkisiz hale getiriyor, bazılarının ise korkup kaçmasını sağlıyor. John ise anca gözlerini açıyor ama etrafı sarılmış durumda. En önünde ona az önce vurmuş olan kadın var. Kadın ona doğru yürüyor ve gülerek konuşuyor. "American Gods diyorlardı, bir tanrıyı bir darbeyle bu hale getirebiliyorsak takipçiniz olduğundan şüpheliyim." John öfkeli ve titrek bir sesle "Siktir git, orospu." diyor. Kadın ona iyice yaklaşıyor ve beyzbol sopasını kaldırıyor. John ise elini kaldırıyor ve "Dur-" diyor ancak elini kaldırdığı anda güçlü bir elektrik akımı John'un kolundan kadına doğru hızla uzanıyor ve kadını ciddi bir şekilde elektrik çarpıyor. John elini havada tuttukça kadın çarpılmaya devam ediyor, son halinde kadının vücudu tanınmaz hale geliyor. John titreyerek, korku içinde kendi eline bakıyor. O sırada Chris de kenardan olayları görüyor ve şaşkınlık içerisinde John'a bakıyor. John yavaşça ayağa kalkıyor ve arkasına dönüp çarptığı elektrik mekanizmasına bakıyor. "Yok artık..." diyor ve tekrar çeteye dönüyor. Kolunu çete üyelerinden birine doğrultuyor ve sadece o çete üyesi değil, etrafında üstünde veya elinde iletken eşya olan herkese elektrik çarpıyor.

Anlaşılan John için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
User avatar
Synapse
American Gods
American Gods
Posts: 41
Joined: 25 May 2024, 01:52

Adamlara bağırdığı andan itibaren ne olduğunu duymamıştı. Patronun kolundaki cihazın içine girmekle meşguldü. Çok vaktini alacağını düşünmüyordu. Tak tık şak şuk. Bayağı afili bir bombaydı ancak Hazel için imha etmesi çocuk oyuncağıydı. Gavat Grim vakit kazanmak için yapmıştı bu hamleyi resmen. Orospu İrlandalı.

Hazel kendine geri gelip dünyaya döndüğünde biraz evvel çocuğu tehdit etmeye çalışan adamların ikisinin de yerde kanlar içinde ölü yatıyor olduklarını fark etti. "Oha. N'oldu lan burada?" Çocuk ağlamaktan şişmiş gözleriyle hışş hışş burnunu çekerek yanlarına gelmişti. Hayatını kurtardıklarını düşünüyordu. Hazel bunu onun hayatını kurtarmak için filan yapmamıştı. Umurunda bile değildi. İşine yarayacağını düşündüğü için yapmıştı. Ancak çocuk kolunu kıpırdatmadan iki adamı böyle yere serebiliyorsa hayatını Hazel'a borçlu olduğunu düşünmesi daha sağlıklı olurdu. Çocuk teşekkür ederek kendini tanıtmıştı. Adının Robert olduğunu söylemişti. Çetelerinin kim olduğunu bildiğini, Ashley tarafından çocukken esir alındığını ve onun için çalıştığını söylemişti. Ashley karısı çocukları esir de mi alıyordu? Çüş artık.

Çocuk Ashley öldüğü için boşlukta olduğunu, eğitimi olmadığı için de mesleği olmadığını söylemişti. Onlara katılmak istiyordu. Onu eğitmelerini rica etmişti. Chris'in onlara ilk katıldığı zamanları hatırlatıyordu resmen. O da böyle sümüklü veledin tekiydi. Geliştirilmiş olarak Vybe adını kullandığını duyunca Hazel bir kahkaha attı. "Senden çok sağlam bir Vybe aldım ben!" Kendi şakasına bir süre güldükten sonra çocuğun omzuna kolunu attı ve yanağından bir makas aldı. "Yaaa ne tatlı şeysin seeeeeen~ Patrooon alalım mı onu yanımızaaaa? Lütfen lütfen lütfen lütfeeeeeen *kocaman şirin gözlerle bakan emoji*"
Image
User avatar
V
American Gods
American Gods
Posts: 44
Joined: 24 May 2024, 23:53

Hazel'ın bunu başarabileceğine inanıyordum. Kolumdaki patlayıcı veya her ne ise onu hemen çözmüş ve etkisiz hale getirmeyi başarmıştı. Ancak, asıl dikkatimi çeken O bununla uğraşırken izlediğim çocuktu. Gözlerimi kısıp dikkatle izliyordum onu, tiz bir sesle çığlık atmış ve önünde duran iki çete üyesinin her duyusundan kan getirmişti. Bir süre sonra bağırmayı kesmiş ve bu sefer ağlamaya başlamıştı, üstelik özür bile diliyordu. Kancalar uzuvlarımdan çıkmış, kolumu ufakça sallamamla birlikte bomba da yere düşmüştü ama dikkatim hala çocuğun üzerindeydi. Grimstrike ortalıktan gitmişti, muhtemelen bu savaş şimdilik ertelenmiş olmalıydı. Bir dahaki karşılaşmamıza kadar, Grimstrike'ı göreceğimi sanmıyordum.

Çocuk bize doğru yaklaştığında, adının Robert Flock olduğunu söylüyordu, ona Robbie ya da Rob diye hitap edebilirmişiz. Bizim American Gods çetesi olduğumuzu bildiğini, Ashley tarafından küçükken esir alındığını ve kendini bildiğinden beri Ashley için çalıştığını söylüyordu. Ashley öldükten sonra da ne yapacağını bilmediğini söylüyordu, okul okumadığını, gerçek bir mesleğe sahip olmadığını söylüyordu. Onu eğitmemizi istiyordu, bize katılmasının mümkün olup olmadığını soruyordu. Böyle bir çocuğu kaçırmak istemezdim, ancak temkinli de olmam gerekirdi. Bu sırada Hazel, bir kelime oyunuyla birlikte çocuğun Gelişmiş adını kullanarak ufak bir espri yapmıştı. Buna kahkaha atmayı çok istesem de, gülümsemekle yetinmiştim.

"Rob, bizim çetemiz sadakat ister. Her şeyden önce, American Gods'ta dostlar önemlidir. Dostlarını kardeşin gibi görebileceksen, sana kapımızı açabiliriz. Ben, birisine bir kez güvenirim. Güvenime ihanet etme, olur mu?" Dedikten sonra tokalaşmak için sağ elimi uzattım çocuğa doğru. "Ayrıca, bizimle birlikte barda çalışabilirsin. Sanırım sana barmen olarak çalışmayı öğretebilirim. Ne dersin?" Diyerek, resmi bir iş teklifi yapmıştım bile. Hem çeteye girecek ve işimize yarayacak, hem de barmenliği öğrenecekti. Bu fırsatı reddedebileceğini düşünmüyordum.
Image
User avatar
GM - Veil
Admin
Admin
Posts: 57
Joined: 30 Oct 2023, 23:23

Robert gülümsüyor ve "Ben de sizden sağlam bir Vybe aldım. Heheh." diyor. Hazel o iğrenç şakanın tekrarlanmasına şaşırırken Vincent da Robert'a şartlarını sayıyor. Robert kısa bir süre düşündükten sonra "Ben hayatım boyunca hiçbir yere kendimi ait hissetmedim. Her şeyden öte birlikte gülebileceğim ama bir yandan da savaşabileceğim bir aile istiyorum. Beni ne kadar kabul ederler, kendimi ne kadar sevdirebilirim bilmiyorum ama denemek istiyorum. Güveninize ihanet etmeyeceğime söz veriyorum." diyor. Bir süre sonra da "Şey, barda çalışabilirim ama henüz 21 yaşında olmadığım için içki içmem-" derken duruyor ve "Tabii siz bir çetesiniz ve ben şu an saçmalıyorum. Tabii, barda çalışırım." diyerek konuşmasını bitiriyor. Böylelikle üçünüz oradan ayrılıyor ve yanıkların arasından bir kısmı kurtulmuş olan karargahınıza doğru ilerliyorsunuz.

Bir Gün Sonra
Abby herkese içki doldururken James de telefonda Wild Panda için konuşuyor. "Anlıyorum fakat burada yaşayan insanlar var. Renovasyon bir hafta sürecek diyorsunuz, bu insanlar nerede yatacak?" O sırada yan masada Gabrielle ve Elizabeth bir not kağıdına yazı yazıyorlar. Gabrielle "Bence Motorbiker falan yapmıştır." diyor, Elizabeth ise "Yok be, Electricman'den fazlasını düşünemez o salak." diye cevap veriyor. O sırada Robert da tezgahları temizlerken Gabrielle ona sesleniyor. "Ablası, gel sen de katıl bize!" Robert yavaşça onlara doğru geliyor ve Gabrielle "Sence ismini ne yapar?" diye soruyor. Robert ise "Yani kendisini çok iyi tanımıyorum ama... Bence motorla ilgili olur. Dün gece bana üç saat motorlardan bahsetti." diyor. Chris ise ikinizle birlikte kapının hemen yanında bekliyor. Kapı çalıyor ve kapıyı Chris açıyor. Karşınızda John var, ama deriden yapılma bir ceket ve tüm vücudunu saran deri bir kıyafet giymiş, altında ise büyük çizmeler var. James ayağa kalkıyor ve şaşkınlık içinde John'a doğru ilerleyip bir anda gülmeye başlıyor. Gülmesini bekleyeceğiniz son adam kahkaha atıyor ve gözlerinden yaş geliyor. John ise "Ya birader... Ben beğendim, tamam mı? Önemli olan benim zevkime uyması." diyor. James gülmekten konuşamıyor ve o sırada John ortaya geliyor. "Dostlar, kaydı hallettim. Bundan sonra bana buranın dışında John Crow diye hitap etmeyin. Ben..." Bir ayağını yanık taburelerden birinin üstüne koyuyor. "Drifter!" James daha ağır kahkaha atmaya başlıyor, öksürmekten konuşamıyor. Gabrielle ise "Ben beğendim. Fena değil." diyor. Robert öne çıkıyor ve "Abi çok iyi olmuş bence!" diyor. John ise Robert'a dönüyor ve "Sen var ya, sen adamsın. Seni bizzat çırağım yapacağım, motor da kullandırırım." diyor.

Millet gülüp eğlendikten sonra John, Vincent'ın yanına gidiyor. "Patron, sana da sürpriz oldu." diyor. Sonra da "Ben kendimi hiçbir zaman geliştirilmiş olarak düşünmedim. Böyle bir şeyin başıma geleceğini de asla tahmin edemezdim. Açıkçası hazır mıyım onu da bilmiyorum." diyerek devam ediyor. "Umarım nefret edeceğim bir şeye dönüşmem... Son isteğim bu olur." diyor ve son olarak "Yine de elimden geleni yapacağım. Belki de bu şekilde çeteye daha fazla yararım dokunur. O yüzden şimdilik umutluyum." deyip içeri geçiyor.



O Sırada
Aurelia, karşısındaki mahlukata acıyan gözlerle bakıyor. "Seni korumamın tek nedeni var. O da şu anda kendimi göstermenin ne kadar tehlikeli olduğunu bildiğim. Ona rağmen bu tehlikeyi senin için göze aldım." Karşısındaki aciz varlığa bembeyaz bir enerji ışını gönderiyor ve onu yakmaya başlıyor. Zavallı çığlık atıyor ama etrafta duyacak kimse yok. "Tüm bunlara rağmen başarısız oldun." Tekrar ışın gönderiyor ve vücudunda ağır yanıklar oluşturuyor. "Bu seni son kurtarışım. Beni sürekli utandırıyorsun. Yine de sana bu sefer güçlerimin bir kısmını bahşedeceğim. Kendi kendine başarabileceğine dair inancım yok, o yüzden kazanma şansını arttırmam gerekiyor." Karşısındaki varlık yüzünü saklayan saçlarını alıyor ve geriye doğru atıp hafifçe doğrulmaya çalışıyor. Birkaç derin nefes aldıktan sonra kafasını kaldırıyor ve konuşmaya başlıyor. "Senin için her şeyi yapmaya hazırım, Aurelia." Aurelia'nın karşısındaki kişi Ashley. Aurelia'nın oluşturduğu derin yanık izleri dışında sapasağlam. Sanki vücudu hiç parçalara ayrılmamış gibi. Aurelia, yavaşça Ashley'e yaklaşıyor ve kafasını tutuyor. Gözlerinin içine bakarken ikisinin de gözleri bembeyaz parlıyor. Hemen ardından Aurelia, Ashley'nin yanağını hafifçe okşuyor ve "Hepsini yok et. Artık daha büyük hedeflere geçmemiz lazım." diyor. Ashley ise yavaşça ayağa kalkıyor, bedenindeki yanık izleri yavaşça siliniyor ve gözleri bembeyaz parlıyor.

"Senin için Aurelia olmaya hazırım."


Vybe (Robert Flock)
Image


Offtopic: Konu sonlanmıştır. Yeni konunuzu açabilir veya GM İsteme Başlığı'ndan sizin için bir konu açılmasını isteyebilirsiniz.
Locked