Grimstrike onu sikine bile takmadan dümdüz ifadeyle üzerine gelmeye devam etmişti. Hazel dudaklarını memnuniyetsiz bir şekilde büzüştürdü. Flörtüne cevap vermeyen erkeklere sinir olurdu. Ama bundan daha da sinir olduğu şey gözlerine direkt bakmayan erkeklerdi! "Hadi amaaaa... Grimstrike adını Grimstroke yaparız, olmaz mı?" dedi son bir çabayla göz kırparak ama Grimstrike gerçekten de iyi bilgilendirilmiş olmalıydı ki asla gözünün içine bakmıyordu. Anlaşılan onu zorlayacaktı. "Sana daddy derim." Bu hoşuna gitmeyen erkek var mıydı evrende? Buna da hayır diyemezdi yani...
Grimstrike tam saldırıya geçecekken bir silah sesi duyulmuştu. Hazel başını sesin geldiği yöne çevirdiğinde tövbe bismillah bir şey görmüştü. Zombi insan. Bilinci kendisinde olmayan bir insan Grimstrike'a saldırmıştı. Hazel'ın yeni daddysi telsizini çıkarıp Ashley'e bununla ilgili hesap sormaya başladığında Hazel olayı çaktı. Demek ki Ashley'in böyle bir süper gücü vardı. Ya da çok yakınındaki insanlardan birisinin gücünü kullanıyordu ancak Grim'in konuşmasına bakılırsa bunları direkt olarak yöneten kişi Ashley'di. Bu inanılmaz bir plot twistti! Bunca zaman onları insan oldukları için eziklemiş, onlardan üstün olduğunu, tanrılardan birisi olduğunu dile getirmişti. Meğer koca memeli Ashley de tanrılardan birisiydi! Sinsi karı nasıl da saklamıştı mutant olduğunu bunca sene. Vay arkadaş ya!
Grim'in koşarak kaçmaya çalıştığını fark ettiğinde düşüncelerinden sıyrıldı. "Daddy ne oldu? Nereye kaçıyorsun? Dövüşmeyecek miydik?" Hazel avının kaçmasından hoşlanmazdı. Kaçan kişi kendisi olmalıydı. O yüzden Grimstrike'ı kovalamaya karar verdi. O esnada başını çevirip baktığında kısa süreli bir şaşkınlığa uğradı. Tövbe bismillah zombilerden en az 20 tanesi filan üzerine doğru geliyordu. Üstelik pek de rakip ayırt etmiyor gibiydiler. Hem Grim'e hem de kendisine saldırıyorlardı. "Daaaddyyyyy beni bu zombilerle bırakmaaaaa!" Hazel adımlarını hızlandırarak Grimstrike'ın peşinden koşmaya başladı.
Grim'i takip ederken onun az ileride Chris ile karşılaştığını ve dalaşmaya başladıklarını fark etti. Chris'in onu yakaladığını bile görmüştü. Adımlarını hızlandırdı ancak her şey bir anda olup bitmişti ve geç kalmıştı. Grim bir şekilde onun ruh sökücü yeteneğinden kurtulmuştu. Mavi bir bariyer gibi bir şey kullanmıştı. Teknolojik olarak donanımlıydı adam. Hazel, tanıdık bir yüz ile karşılaşmanın sevinciyle rahatladı. "Aşko naber? Napıyon?" Sonra kaçmaya devam eden Grim'in arkasından baktı. "Tüh ya, daddy material kaçtı." Chris'e döndü yeniden. "Hazır ol çok sarsıcı bir şey söyleyeceğim. Bu zombikleri Ashley karısı kontrol ediyor galiba. Şok oldun de miiiii?" Hazel kısa bir kahkaha attıktan sonra ciddileşmeye çalışan ancak başarısız olan bir ses tonuyla soru sordu. "Şimdi sana bir soru. Sen bu zombikleri tek başına halledebilir misin? Halledemezsen ben bir iki tanesini kontrol etmeyi deneyeyim birlikte cehenneme gönderelim şunları. Yok ben tek başıma hallederim diyorsan ben de daddy materialı takip edecem. Ne diyon bebişkosu?" Kolunu Chris'in omzuna atıp onu sertçe kendisine doğru çekti. Sonra da sırtına şap şap iki tane vurdu.
Grimstrike tam saldırıya geçecekken bir silah sesi duyulmuştu. Hazel başını sesin geldiği yöne çevirdiğinde tövbe bismillah bir şey görmüştü. Zombi insan. Bilinci kendisinde olmayan bir insan Grimstrike'a saldırmıştı. Hazel'ın yeni daddysi telsizini çıkarıp Ashley'e bununla ilgili hesap sormaya başladığında Hazel olayı çaktı. Demek ki Ashley'in böyle bir süper gücü vardı. Ya da çok yakınındaki insanlardan birisinin gücünü kullanıyordu ancak Grim'in konuşmasına bakılırsa bunları direkt olarak yöneten kişi Ashley'di. Bu inanılmaz bir plot twistti! Bunca zaman onları insan oldukları için eziklemiş, onlardan üstün olduğunu, tanrılardan birisi olduğunu dile getirmişti. Meğer koca memeli Ashley de tanrılardan birisiydi! Sinsi karı nasıl da saklamıştı mutant olduğunu bunca sene. Vay arkadaş ya!
Grim'in koşarak kaçmaya çalıştığını fark ettiğinde düşüncelerinden sıyrıldı. "Daddy ne oldu? Nereye kaçıyorsun? Dövüşmeyecek miydik?" Hazel avının kaçmasından hoşlanmazdı. Kaçan kişi kendisi olmalıydı. O yüzden Grimstrike'ı kovalamaya karar verdi. O esnada başını çevirip baktığında kısa süreli bir şaşkınlığa uğradı. Tövbe bismillah zombilerden en az 20 tanesi filan üzerine doğru geliyordu. Üstelik pek de rakip ayırt etmiyor gibiydiler. Hem Grim'e hem de kendisine saldırıyorlardı. "Daaaddyyyyy beni bu zombilerle bırakmaaaaa!" Hazel adımlarını hızlandırarak Grimstrike'ın peşinden koşmaya başladı.
Grim'i takip ederken onun az ileride Chris ile karşılaştığını ve dalaşmaya başladıklarını fark etti. Chris'in onu yakaladığını bile görmüştü. Adımlarını hızlandırdı ancak her şey bir anda olup bitmişti ve geç kalmıştı. Grim bir şekilde onun ruh sökücü yeteneğinden kurtulmuştu. Mavi bir bariyer gibi bir şey kullanmıştı. Teknolojik olarak donanımlıydı adam. Hazel, tanıdık bir yüz ile karşılaşmanın sevinciyle rahatladı. "Aşko naber? Napıyon?" Sonra kaçmaya devam eden Grim'in arkasından baktı. "Tüh ya, daddy material kaçtı." Chris'e döndü yeniden. "Hazır ol çok sarsıcı bir şey söyleyeceğim. Bu zombikleri Ashley karısı kontrol ediyor galiba. Şok oldun de miiiii?" Hazel kısa bir kahkaha attıktan sonra ciddileşmeye çalışan ancak başarısız olan bir ses tonuyla soru sordu. "Şimdi sana bir soru. Sen bu zombikleri tek başına halledebilir misin? Halledemezsen ben bir iki tanesini kontrol etmeyi deneyeyim birlikte cehenneme gönderelim şunları. Yok ben tek başıma hallederim diyorsan ben de daddy materialı takip edecem. Ne diyon bebişkosu?" Kolunu Chris'in omzuna atıp onu sertçe kendisine doğru çekti. Sonra da sırtına şap şap iki tane vurdu.