Künye
Geliştirilmiş İsmi: Midnight Reaper
İsim: Chris Angelo
Yaş: 27
Cinsiyet: Erkek
Ülke: Amerika - Florida / Miami
Kişilik:
Chris’in iki kişiliği bulunmaktadır ve bu kişilikler aynı anda etkinliğini gösterebilir. Keyfi yerindeyken fazla cıvık olmasa da değer verdikleriyle eğlenmesini sever. Dostlarına el kol atıp yaslanmasını ve yakın temasta olmasını sever. Sıcak, sevecen davranıp karşıdakini kırmayı istemez. Sıradan bir iyilikten ziyade çok daha pozitif ve etrafına da bu pozitif enerjiyi veren birisidir. İkinci kişiliği ise genelde gücünde fazlaca kayıp yaşadığında veya çok fazla güç elde ettiğinde ortaya çıkar. Donuk bakışlarla saatlerce yerinden kımıldamadan bekleyebilir. İnsanların ne dediğinin onun için pek bir anlamı olmaz, sadece mantığıyla ve geçmişte kişisel olarak yaşadıklarıyla aklında bir bağlantı kurup yapması gerekenin sonucuna varabilir. Kişisel düşüncelerden çok mantıksal düşüncelere geçer ve yapması gerektiğini düşündüğü şeyleri yapar. Bu halindeyken dost düşman kavramları anlamını yitirebilir. İki kişiliği aynı anda göstermeye başladığında, yani geçiş arasında ise daha dengesiz bir ruh halinde olur ancak bu negatif duyguların barındığı bir dönem olmak zorunda değildir. Tam tersi de olabilir.
Boy: 176
Kilo: 78
Görünüm:
Oldukça düşük yağ oranına sahip kaslı olsa da atletik ve çevik bir vücuda sahiptir. Kumral kısa saçlı, koyu mavi gözlüdür. Açıklanacağı üzere yeteneğiyle elde ettiği arttıkça gözünün rengi kırmızıya döner. Günlük olarak açık tonlarda başını örtebileceği hırkaların altına casual tişört giymeyi sever. Altına rahat hareket edebileceği için üstte giydiğinin tonlarında jogger pantolonlardan tercih eder. Vücudunda herhangi bir dövme, yara, iz veya ben gibi en ufak bir deformasyon bulunmamaktadır. Müzik dinlemeyi sevdiği için genelde boynunda kulaklık bir aksesuar gibi durmaktadır.
Kare sayılabilecek kafa şekli vardır. Sakal veya bıyık bırakmaz. Bakışlarında genelde huzur doluymuş gibi bir görünüm vardır. Bu görünümü duygu durumuna göre boş, donuk bakışla hareketsiz görünüme geçebilir.
Dış görünüş:
Midnight Reaper'ın kostümü, korku aşılamak ve saygı uyandırmak için tasarlanmış, siyah ve kırmızı tonların ustaca bir birleşimidir. Kıyafeti aşağıdaki unsurlardan oluşuyor:
Kapşonlu Pelerin: Koyu siyah renkte, koyu kırmızı astarlı uzun, dökümlü kapüşonlu bir pelerin. Başlık yüzüne gölge düşürerek gizemli ve korkutucu aurasını artırıyor.
Zırh: Hareket kabiliyetinden ödün vermeden koruma sağlayan, mat siyah renkte şık, vücuda oturan zırh plakaları. Zırh, kenarlar boyunca uzanan ve çarpıcı bir kontrast oluşturan kırmızı vurgularla vurgulanmıştır.
Eldivenler ve Botlar: Kırmızı metalik detaylarla güçlendirilmiş siyah deri eldivenler ve botlar. Eldivenler gizli bıçaklarla donatılmıştır, çizmeler ise sessiz hareket ve çeviklik için tasarlanmıştır.
Geçmiş:
Chris üç yaşında yetimhaneye bırakılmış bir çocuktu. Bırakıldığında üstünde adının bulunduğu bir not parçası dışında hiçbir şey yazmıyordu. Yetimhanede çok da kötü sayılmayacak koşullarda büyütülürken her zaman masum, uslu duruşu ve tatlılığıyla bakıcılarında olumlu bir etkisi olmuştu. Hiçbir zaman pek acıkmıyor ve açlıktan dolayı ağlamıyor oluşu kendisi hakkında soru işaretleri uyandırmış olsa da yemek verildiğinde yemesi bu soru işaretlerinin pek de sorgulanmamasına sebep olmuştu. Beş yaşına geldiğinde arkadaşları ile iyi geçinen bir çocuk olsa da bir gün o ruh açlığı hissiyatının uyanmasıyla o sevecen tutumu yerini durgunluğa ve donukluğa değiştirmeye başlamıştı. Bir gece yarısı bu açlığın etkileriyle uykusuz geçirdiği gecede yatağında uyuyamayıp köşede camdan dışarıya, yıldızlara dalmışken en yakın kız arkadaşı ona ne olduğunu sormuştu. Sorusu karşısında karşısındakinin en yakın arkadaşlarından birisi olduğunu bilse de kafasını çevirip boş boş bakıyor olmasına kendisi bile anlam verememiş fakat başkaca bir hissiyata da kapılmamıştı. “Çok açım…” dedikten sonra gördüğü karşısında normalde şaşkınlıktan takılıp kalması gerekse de arkadaşı üzerinde süzülen o büyük iyimser aurayı görmüştü. Dürtüleri arkadaşının yenebilir olduğunu bağırıyor, o ise öylece birkaç saniye baktıktan sonra “Sen bir melek gibisin” dedikten sonra yerinden kalkıp yatağına dönüyordu başkaca bir şey demeden. O gece gücünün bir seviye daha uyanışının gerçekleştiğinin farkına varmış ve hisleri ona ne yapması gerektiğinin seçeneğini de sunmuştu ona. O ise yatağına dönüp uyumayı ve sabah olmasını seçmişti.
Sabah uyandığında etrafındaki herkesin bir aurası olduğunu görmüştü. Kimisinin diğerinden daha fazla, kimisi daha beyaz kimisi biraz daha griydi ancak hepsi beyazın renkleriydi. Garipsemedi. Yemek vakti geldiğinde koridorda yürürken lavabo tarafına giden bir güvenlik görevlisini gördü. Siyahın katrana bürünmüş şekliydi belki de bu. Karnının guruldadığını duydu ancak o adamı takip etmedi.
Yemek salonunda çocuklarla görevliler görev dağılımı ile yemek servisini yapıyorlardı. Orada yapması gerekenlere koyuldu. Kısa bir süre sonra ise gördüğü karanlık kişilik ortamda en ayırt edilebilir olduğundan hemen dikkatini çekti ve bakışlarla onu takip etti. Adamın bir anormalliği olduğunu anlayabiliyordu. Bu nedenle onu takibe aldı. Mutfağın arka tarafına girdiğinde gördüğü manzara karşısında tepkisiz bakıyordu. Adam, hizmetlilerden birinin boğazını iki elle sıkıyorken kendisinin varlığını fark edip dehşet içerisinde ona bakmıştı. Adamın kadını bir anlık bırakıp kendisine yönelmesi ile kadın kurtulmuş, kendini yere atsa da güç bela nefesini toparlamaya çalışıyor olmasından dolayı yardım çağıracak durumda değildi. Chris ise adamı yalnızca sefil bir fani olarak görüyordu. Adamın bir hışım ile üzerine atılmasından hemen önce “Yenilebilir…” diye mırıldandı. Adamın hamlesine karşı kendisini yakar toptan kurtarır gibi çocukça sol tarafa attı. Adam ise hemen onun bacağına yapıştı ve kendine çekip yere başını yere vuracak şekilde yere düşmesine sebep oldu. Hemen ağzını kapadı ve zaten ses çıkarmaya çabalamayan çocuğu susturmaya çalışırken arkasını dönüp gözleriyle kadını aradı. Kadın biraz önce ayağa kalkmış ve içeri gidip hali ile içeride bir şeyler yaşandığını göstermişti bile. Birkaç kişinin hızlı adımlarıyla sesler yükselirken adam Chris’i bırakıp ayağa kalktı ve belindeki silaha sarılıp çıkışa doğru atıldı.
Başarısız kaçış girişiminin ardından görevlilerden birini esir almaya kalktığı sırada adam ağır bir bıçak darbesi almıştı. Chris ise sakin adımlarla olayı yakından izlemeye gitmiş, can havli ile sağa sola ateş eden adamın çevresindekileri vurmasına şahit olmuş, ardından ağır yaralı halde kaçmaya çalışan adamı sakin adımlarla takip etmişti. Adamın neden burada olduğunu, ne yapmaya çalıştığını bilmiyordu ancak adam koşmasını sürdürdükçe yavaşladı ve sonunda yere yıkıldı. Adamın aurası giderek zayıflıyordu. Bu da Chris’in fazla vaktinin olmadığını gösteriyordu. Yerdeki adama yaklaştı. Soluk alışı gitgide güçleşen adamın bıçak darbesini nereden aldığına baktı ve donuk bir iç çekti. “Ölüyorsun…” dedi sakince. Adam bunu duyduğunda aurası bir anda dalgalanıp yükseldiğini gördüğünde şaşırması gerekirdi, ancak yalnızca bu yaşananı kayıt etmişti aklına. Adam son bir çaba ve öfkeyle silahına davrandı ve titreyen eliyle Chris’e ateş etti. Mermi Chris’in omzunu delip geçmişti. Canının hiçbir zaman olmadığı kadar keskin acıyla yandığını hissetti. Eliyle omzunu tutarken adam da çocuğun yalnızca bu hareket ile kalmasına şaşırmış ve kolundaki gücü de kaybederek silahını yere düşürmüştü. Chris adamın durumuna şöyle bir bakıp “Bana başka seçenek bırakmadın…” dedi. Üzerine yürüdü, başucunda durdu. Elini yüzünün üstüne koyduğunda adamın acıyla dolu terli alnını hissetti ve defterden bir yaprak koparırcasına adamın ruhunu eliyle yırtmaya başladı. Adam yaşadığı bu ani travmayla kasılırken Chris olabildiğince teması kesmemeye çabalasa da adam onu üzerinden atmayı başarmıştı. Chris yavaşça ayağa kalkarken etrafını insanlar sarmaya başlamıştı. Bir kere büyükçe bir yutkundu. “Afiyet olsun…” derken sonunda susuzluğuna derman bulmuş gibi bir huzura ermişti. Vücudundaki yara ise hızla kapanıyordu.
Adam tutuklanmış, görevlilerden ölen olmuştu. Chris’in hali eskisine dönmüş olsa da kayıptan dolayı yaşadığı üzüntüye bir türlü çözüm bulamıyordu. Üstelik kendisine üzerindeki kan lekesi ve merminin yarattığı yırtık sorulmuş çeşitli araştırmalardan geçmişti. Geliştirilmiş denilen kavramı öğrenmişti bu süreçte. Fakat nasıl bir gücü olduğunu açıklığa kavuşturmamıştı kimseye. Yalnızca kendisini iyileştirebildiği söylenmişti kendisine.
Aradan geçen seneler, çevresindekilerin ve arkadaşlarının güveninin yeteneği nedeniyle sarsılmasıyla, daha doğrusu çevrenin baskısı nedeniyle kendisine hep kötü gözle bakılmasına sebep olmuştu. Uzun zaman açlığını gidermemiş olsa da sonunda bu aptalca düzen içerisinde kaldıkça başka bir çaresinin bulunmadığını anlayıp yetimhaneden kaçtı. Sokakları dolaşırken fare deliklerinde gezer gibi tehlikeli sokaklarda buldu kendisini. Beslenmeye ihtiyacı olduğunu biliyordu. Başka türlü eskisi gibi olamayacağının farkındaydı. Bu yüzden auraları okudu. Nötre yakın ruhlar gördü. İyiler ve kötüler gördü. Vakit geçtikçe sokaklarda iyice göze battı ve sonunda aradığı belayı buldu henüz 12 yaşındayken. Kendisinden birkaç yaş büyük olduğunu tahmin ettiği birkaç genç etrafını sardı. Anlamsız varlıklar gibi görünüyor olsa da besin değeri yüksek görünüyordu hepsinin. İçlerindeki lider görünümlüyü kışkırtmayı seçti ve kendisini bıçaklattı. Bıçaklandığı vakit temas şansı buldu ve onu dişleriyle ısırıp kollarıyla sarıldı ve ruhunu paramparça etmeye çabaladı. Gence yaşattığı korkunç acılarla paralize ediyor olması diğerlerini korkutup kaçırmıştı. Chris ise hiçbirini aldırmayıp tırnaklarıyla ve dişleriyle ruhunu en ham şekilde parçalıyor ve aurası tükenene kadar bunu sürdürüyordu. Gencin hayatı sona erdiğinde tırnak ve diş izleriyle dolu oluşuna baktı onun. Ardından kendi yarasının kapanıyor oluşunu gözlemledi. Elinin tersiyle ağzını sildikten sonra sanki büyük bir lokma yemek yemiş gibi yutkundu. “Afiyet olsun…” dedikten sonra yüzünde büyük bir tebessüm belirmişti. Hislerinin sesini dinledi ve sağ eliyle parmak şıklattı. Vücudundan akıp avucunun üstünde kendisine saplanan bıçağın kızıl enerji formunda cisimleştirip yakaladıktan sonra şöyle bir baktı. “Anladım. Fakat bu kadar hızlı yersem sonunda yine aç kalırım” dedikten sonra yerinden kalktı ve sokağın karanlıklarına karıştı.
Güç
Güç Adı: Dark Harvest
Açıklama:
Dark Harvest, Chris’in kendi varlığından gelen bir yetenektir. Çevresindeki canlıların iyi veya kötü olduğunu görebilmesini ve sezmesini sağlar. Seviyesine göre çok iyi veya çok kötü ruhları topladığında sıradan ruhlara göre daha besleyici ruh elde etmiş olur. Karşıdakinin ruhunu söküp yerken kendisine enerji geçişi olur ve bu şekilde beslenerek elde ettiği güç sürekli biriktirilebilir. Ruh yedikçe gözlerinin rengi kırmızıya döner. Bu durum beslendiği sürece değişmez ve son beslenmesinin ardından birkaç saat sonrasına kadar sürer.
Bu güç Chris’in bütün bedenini sarmalayan bir güçtür. Vücudunu daha hızlı, güçlü ve çevik hale getirmek için kullanabilir. Kullandığında etrafında kızıl minik şimşekler çakmaya başlar ve bu kararsız şimşekler çıktıktan sonra etrafında rastgele bir noktada geri emilir. Çevresini etkilemez.
Dark Harvest, Chris’i ruh toplama bağımlısı yapmıştır. Yeme ve içme ihtiyacı olmama sebebi bu yeteneğinden gelir fakat tıpkı susuzluk gibi ruh hasat etme ihtiyacı doğurur. Belirli aralıklarla ruh yemezse acıkmaya başlar ve çok acıkırsa kişiliği de değişmeye başlar. Acıkmayla beraber gücü düşüp yeteneğinin fiziksel avantajlarını da düşürmektedir ancak hasat yapmaması ölümüne sebep olacak bir durum da değildir.
Dark Harvest ile oburluk yapmaya başladığında kademe atlar ve çok açlık durumundaki minimum güç seviyesinde de kalıcı artış kazanır. Oburluk yaptığında kişiliği değişmeye başlar.
Dark Harvest’in hasat etme şekli Chris’in 1.5 metre yarıçapındaki bir alanda istediği yerde bıçak, orak, tırpan veya kendi istediği şekilde kan kırmızı renkte silah çıkarıp eline alabileceği gibi dövüş aleti gibi kullanabileceği gibi tek seferli bir yönlendirme ile fırlatabilir de. Boyutuna göre üç adet birden oluşturabilir. Gücünün kademesi arttıkça daha büyük bir alana etki edebileceğinden daha fazla oluşturabilir. Bu aletler ile karşısındakine verdiği her darbe ile ruhundan parça koparıp kendisine güç katar. Vuruşlar herhangi fiziksel bir engelle durdurulamaz fakat, kendisine verilecek saldırıyı da engelleyemez. İstenildiğinde saldırı Chris tarafından yarıda kesilip yok edilebilir.
Dark Harvest’in fiziksel kullanımında hasat aletlerinden farklı olarak vücudunun herhangi bir yerinden istediği biçimde yakın saldırı aleti, zincir, eldiven benzeri aletler oluşturabilir. Fiziksel olarak zarar verir ve kendi güçlendirilmiş ya da kendi gücüyle fiziksel etki verme amacıyla kullanılabilir. Bu da alan etkili patlamalı darbeler indirebilmesine olanak sağlar. Oluşturuldukça enerji tüketirler ve yıkım etkilerinin büyüklüğüne göre tükettiği enerjide artış olur.
Doğrudan temas ile yavaş da olsa ruh parçalayabilir. Bu karşısındakine oldukça acılı fakat fiziksel olarak etkilenmemiş görünümü veren bir son ile hasatı tamamlamasını sağlayabilir. Ruh hasat edildikçe mevcut enerjisinin bir kısmını tüketip kendisini iyileştirebilir.
Aşırı oburluk yaptığında kişiliğinin değişmesinin yanında uçup hayalet gibi ilerleyebilme yeteneği kazanır.
Sınırlamalar ve Zayıflıklar:
Dark Harvest sürekli fiziksel kullanımında enerji tüketir ve enerji yetersiz kalırsa açlık durumu oluşmasının yanında fiziksel formda kullanabilmesinin önüne geçilmiş olur. Bu durum hasat aletlerini üretmesinin önüne tam olarak geçmese hasat aletleri üretmesinde de zorluk oluşturur. Bu nedenle yeterince doygun olmadan bir mücadeleye girerse hareketlerini hesaplayarak yapmak zorunda kalır.
Hasat etmeden yıllarca yaşayabilecek olsa da sürekli susuzluk hissiyatıyla beraber yeme içme ihtiyacı da doğmaya başlar ve bu şekilde psikolojik olarak dayanması güç durumlara sokabilir.
İlişkili Ekipman ve Malzemeler:
-
Diğer Notlar:
Chris yakın ve orta menzillidir.